Gerçek Mineral Boya Mı, Yoksa "Mineral Görünümlü" Boya Mı?

Boya uygulamalarınızda, özellikle de dış cephe gibi zorlu koşullarda uzun ömür ve dayanıklılık arıyorsanız, muhtemelen "mineral boya" terimiyle karşılaşmışsınızdır. Ancak piyasa, iddiaları birbirine karıştırmakla dolu. "Mineral esaslı", "silikat bazlı", "silikon reçineli" gibi terimler kafanızı karıştırabilir. Peki, sadece etikete bakarak gerçekten kaliteli ve uzun ömürlü bir mineral boya seçtiğinizden nasıl emin olacaksınız?

Gerçek bir mineral boyanın sihri, yüksek oranda mineral içermesinde ve bu minerallerin yüzeyle kurduğu benzersiz bağdadır. KEIM silikat boyalar gibi gerçek mineral boyalar, bağlayıcı olarak potasyum silikat (cam suyu) kullanır. Bu bağlayıcı, boya uygulandıktan sonra duvar yüzeyindeki kumtaşı gibi mineral yapılarla kimyasal bir reaksiyona girer. Buna silisleşme reaksiyonu denir. Bu süreç, boyanın yüzeyle adeta "kaynaşarak" tek bir katman oluşturmasını sağlar. Bunun sonucunda boya, yüzeyin sadece üstünde bir katman olarak kalmaz, onun ayrılmaz bir parçası haline gelir. Bu da kabarma, dökülme veya soyulma gibi geleneksel boyalarda sık görülen problemleri neredeyse tamamen ortadan kaldırır. Mineral oranı ne kadar yüksekse, bu kimyasal bağ o kadar güçlü ve dayanıklı olur.

Renk solmasının başlıca nedeni, güneşin UV ışınlarıdır. Organik boyalarda kullanılan sentetik pigmentler, zamanla bu UV radyasyonu karşısında bozunur ve renk yoğunluğunu kaybeder. KEIM Silikat Boyaların dayanıklılık sırrı ise doğanın ta kendisindedir. KEIM' ın 200'den fazla rengi, tamamen doğal minerallerden elde edilir. Örneği, kırmızı renk için kırmızı tuğla, siyah renk için mürekkep taşı kullanılır. Bu doğal mineraller, milyonlarca yıldır doğanın en zorlu koşullarına dayanmıştır ve UV ışınlarına karşı olağanüstü bir direnç gösterir. Tıpkı antik bir tuğla binanın yüzyıllar boyunca rengini koruması gibi, KEIM Silikat Boyalar ile boyanmış bir yüzey de ilk günkü canlılığını korumaya devam eder. İsviçre'deki Schwyz Belediye Binası'nda 130 yıl önce uygulanan KEIM Silikat Boyanın hala ilk günkü gibi durması, bu iddianın en somut kanıtıdır.

Piyasada "mineral boya" iddiasıyla satılan bir ürün gördüğünüzde, ayırt etmek aslında oldukça basittir. Yapmanız gerekn tek şey, ürünün teknik bilgi formuna (TDS) veya etiketine bakarak inorganik yani mineral içerik oranını kontrol etmektir. DIN 18363 yani resmi Alman Silikat Boya Standardı bir boyanın gerçek mineral boya (silikat boya) sayılabilmesi için inorganik içeriğinin %95'in üzerinde olmasını şart koşar.

Birçok marka, organik reçine (akrilik, lateks vb.) bazlı boyalarına az miktarda silikon katkı maddesi ekleyip onları "mineral reçineli" veya "silikon boya" gibi isimlerle pazarlayabilir. Bu boyalar, dayanıklılık açısından tamamen organik boyalardan üstün olsalar da, gerçek bir mineral boyanın kimyasal bağ özelliğine ve uzun ömrüne sahip değildir. Çünkü bağlayıcıları hala organiktir ve zamanla bozulmaya, sararmaya ve solmaya müsait bir haldedir. KEIM Silikat Boyaları ise hem bağlayıcı ( potasyum silikat ) hem de renk verici pigmentler tamamen inorganik ve mineral kaynaklıdır. Bu da onların mineral içeriğinin %95'e ulaşmasını ve gerçek anlamda "silikat boya" statüsünü kazanmasını sağlar.

Yüzeylerinize uygulayacağınız boyayı seçmek, sadece renk tercihi değil, aynı zamanda uzun vadeli bir yatırım kararıdır. Gerçek bir mineral boya olan KEIM Silikat Boya, başlangıç maliyeti olarak diğerlerinden yüksek görünse dahi, onlarca yıl boyunca yeniden boyama, onarım ve bakım maliyetlerinden sizi kurtarır